30 Kasım 2013 Cumartesi

Bu Gece Bunlari Dinliyoruz!

Candan Ercetin her zaman cok sevdigim bir sarkici olmustur. Sarkilari, kisiligi, uzuntusu, mutlugu hep kendime dondurmustur. Annem,ananem ve teyzem bu gece Candan Ercetin'i dinlemeye gittiler. Canikom bize vidyo gonderdiler, sarki dinlettiler. Yatmadan once biraz dinliyim dedim sanirim az sonra bilek kesicem! Sizinle hayatimda yeri olan ve en sevdigim sarkilari paylasmak istiyorum;

Bahar;  bu sarki Limon ve Gul Lokumu'yla olan sarkimiz nerde duyarsak duyalim bagira bagira hic cekinmeden soyleriz. Sirf bu sarki icin konsere gitmisligimiz var.  Tam bir  eba sarkisi hafif tripli, akli karisik ama sitemkar ayni zamanda asik , muzigi harika! 

Yalvaramam; bir kadin gitme kal diyor. Cekip gidersen ne yaparim ama gurur engel diyor. Ben sana gitme diyemiyorum, kavga ediyoruz ama sana deli gibi asigim ana temali ( benden not;seviyorsan git konus bence)

Git; buram buram ayrilik! Ayrilik acisi var, caresizlik var, beni terk ediyorsun allah beter etsin seni var.  Cok buanldin bu ayriligi istiyorsun boyun egmek zorundayim yoksa kotu seyler olucak diyor.  Gitte nasil gidersen git, ayriligi sen istedin daha cok uzatma cik git diyor.  "Sirf sana uzuluyor,surf sana aciyorum"

Muhim degil;  ayriliktan sonra bir kadin neler yapar? Kan kusar kizilcik serbeti ictim der. Icinden yasar uzuntusunu hayatina devam eder taaa ki gece olup, yalniz kalip yattiginda onunla gecerdigi guzel anilar aklina gelip ve  kendi kendine sessizce agladigi zamanlara kadar.... Bir itiraf sarkisidir. 

Onlar Yanlis Biliyor;  bir arkadasimin abisi bu sarkinin hikayesini soyle anlatmisti 'Candan Ercetin Galatasary Lisesinde calistigi donemde bir adamla ask yasiyor, adam evli ve karisi hamile Amerikada dogurucam diye israr ediyor 3 aylik hamileyken gidiyor. Adamla bir cekim oluyor aralarinda ve bu iliski uzerine adam bu sarkiyi yazip  Candan Ercetin'e veriyor' bir sehir efsanesi olabilir ama bir adamin tarafindan yazildigini dusunuldugunde cok anlamli geliyor bana... 

Olmaz; degistin sen! O tatliliklar nerede sevgilim? Oncesinde serseri asikken simdi ne oldu boyle diyor.  Lutfen eski haline don yoksa gidishat pek iyiyi gostermiyor. Tatlim hala kendini sucluyor, susup ozluyor... 


Sitem; Ama nasil bilek kesmezsiiin!!!!!!  Beni aldattin, kabul ediyorsun ustelik ama o tren gecti. Kirildim, uzgunum ama bitti.. Sana karsi olan ofkemi farkli sekillerde gosteriyorum, beter ol ayi!


Sensizlik;  ayrilik sonrasi ilk sok. Nasil oldu neydik nasil olduk tum sorular kafanda. Yalnizliga yavas yavas alisiyorsun. Yalnizliga alisiliyor da ama sensizlik zor. 


Korkarim;  bir iliski nasil baslar, mutluluk nedir ve nasil biter... Fazla soze gerek yok  muhakkak dinlemelisiniz. 

Vallahi; en favori sarkilarindan birisi. Raki icip dinledigim cok olmustur. "Aaahhhh"  diyisi oyle icten ki bir seyler kopup gidiyor zaten.  

 Ve son olarak bu listeye Kedi'yi ekliyorum. Pek kedi sever bir kiz olmasamda dunyanin en tatlis sarkilarindan birisi. Ayrica suan hayatima cok uygun. Hep kedinin sucu. Biraz mizmiz,alingan ama yine de cok seviyor. Bu olanlar benim degil o kedinin sucu!!  Bak ozellikle ne diyor 'sen bilirsin bu kedi karsiliksiz sevdi seni belki de her kedi gibi biraz bencildi. Sen de itiraf et hadi, suc biraz da senindi dayanamiyorum de dahi cok beklemesin bu kedi:(("


Bu Candan Ercetin aski annemden geldigi inkar edilemez. Kaseti sarar sarar dinlerdi annemden bana gecen en guzel seylerden birisi belki de..  Daha biiir suru sarkisi var ama bu gece dinleyip sizinle paylastigim bunlar!! Hepsini bir dinleyin derim. Jiletleri kendinizden uzak tutun!

29 Kasım 2013 Cuma

Veda

Yillar once hayatima  girdi. Ama sonra ben onu o kadar cok sevdim ki.. Herkesten yakinim oldu her seyimi anlattim, paylastim, onunla agladim, delirdim.  Hicbir seyin hesabini yapmadim. Ama sanirim sona geldim. Artik yanimda hissetmiyorum, surekli geriliyoruz. En ihtiyacim olan zaman da o yok. Hatta cok baska bir yerde baska biriyle. Bu ne demek biliyor musunuz? Gorusebilecegimiz zamanda da beraber degiliz. Ne kadar kizmis olursa olsun benim gecirdigim su en hassas donemde kendi tarafina cekildi. Nefret degil icimde, sevgi degil.. Bosluk var sadece.. Bir uzvumu kaybettim ya da belki hic olmadi. Bogazim dugumleniyor nefes alamiyorum. Sonra onun icin onemi yoksa diyorum.. Buruk bir gulumsemeye sahibim bu geceden itibaren, guzel anilara sahip oldugum. Hayatima girdigin icin tesekkur ederim.

25 Kasım 2013 Pazartesi

Sen Ona Yeni Şarkılar Söyle

Sarkilar bizi bir anda alt ust edebilir. Ozellikle ayrilik sonrasinda joyturk, slowturk gibi bileklerimizi dikine dikine kesmeceli radyolardan uzak duruyoruz. Ancak bazi sarkilar da sizin iliskinizin basinda, icinde olanlari alisveris yaparken, yolda yururken, kardesin soylerken de duyup sizi o ana geri dondurebiliyor. Bazen de oyle umitsiz oluyoruz ki 'simdi calicak olan ondan bana olsun' fali yapip kotu sarki gelirse 'devreder devreder bu onun tarzi degil' diye kendimizi kandiriyoruz. Bir baska durum da bazi sarkilarin klipleri. Arkadaslarina gore anlamsiz olabilir ama o klip sizin surekli kullandiginiz yolda, beraber gittiginiz sitede, denize tas attiginiz bir sahilde geciyorsa o gunlere donuyorsun. Simdi cok genel olarak iliski sirasina gore bazi sarkilar paylasicam.

Iliskin baslarken; her sey toz pembe, surekli berabersiniz. Bir kavanozu acsa gozunde Herkul oluyor. Kavga yok, huzursuzluk yok. Selam canim, senin icin Nil Karaibrahimgil ve Kenan Dogulu zamani! Ben ona resmen asigimlar, He-manler, Aska turlu seyler, En kiymetlim dilinden dusmuyor. Zaten iliskinin en guzel zamanlari da bu bence.. Bu sure ne kadar dogru gecerirsen iliskin o kadar saglam oluyor.

Iliskinin ortalari; artik sik sik kavga etmeye basliyorsunuz. Acabalar iliski de buyuk bir yer kaplar oluyor. Ayrilirsak ne olur, nasil olur, onsuz mutlu olur muyum diye dusunmeye basliyorsun. Kizlarla daha fazla vakt gecirir oluyorsun. O arkadaslariyla takiliyor. Soranlara gayet iyiyiz desen de icin icini yer oluyorsun. Bu zaman da en iyi gelen Yaşar! Üzgünsün ama aşıksın, offf bitsin diyorsun vazgeçemiyorsun..

Iliskinin sonunda; Eyvahlar olsun! Demet Akalınlar, Ajda Pekkanlar yıkılmadım ayaktayım demeler, Yakın arkadaşlarlayken küçük kabullenmeler başlayıp Sıla'ya geçiliyor.. Sonrası daha da ağırlaşıp ayrılık kabullenilip Sezen Aksu hatta Müslüm Gürses (özellikle Nilüfer adlı şarkı intihar sebebi) ...

Zaman geçince geçmiyor mu? Her acı bitiyor..
Hatta yeni birisini tanıyorsun, yine farklı şarkılar, aynı sırada.
Aklında yok, olmasına da gerek yok. Ama bir gün onunla karşılaşıyorsun. Hatta yanında yeni sevgilisi. Bir ışıltı gözünü alıyor bir bakıyorsun kızın parmağında tek taş! Sonra onunla geçirdiğin güzel günler aklına geliyor, konuştuklarınız, yaptıklarınız..
Nedense aklına ilk gelen şarkı Hande Yener oluyor. Ve diyor ki 'yanındaki var ya ben olmalıydım, yanımdaki var ya sen olmalıydın...'


Sonra yapman gerekeni yap ve ayrılık sonrasında nasıl birisi olduğuna bak, neden ayrıldığınızı düşün. Böyle olmalıydı oldu, her şey geçti bitti. Bunlar hep tecrübe o ilişkide sana göre senin yaptığın olmaması gerekenleri hatırla ve sevgiline sarıl. Geçmişte biten birisi için sana değer veren birini üzmeye değer mi?
Sen ona yeni şarkılar söyle.





13 Kasım 2013 Çarşamba

Bir Eftelya Kolay Yetişmyiiiiiiii

2005 yılında Beşiktaş'ta dershaneye gidiyoruz. Yanımda liseden en yakın arkadaşım esip gürlüyoruz o ara, bir havalı havalı takılmaca, özgür kızım halleri.. Beraber yazıldık dershaneye 'hafta sonları da beraber olalım, okuldakileri çatlatalım' mantığıyla. Seviye belirleme sınavına girdik zannetmeyin çok zekiyiz 603 numaralı sınıfa düştük .( FDD'nin en kötü sınıfı, ne tip arasan orada) Ama sınıf nasıl eğlenceli boş beleş olan herkes orada dersler işlemiyor doğru düzgün annemde beni 'aayy kızııım çok çalışıyorsun' diye seviyor. En arkanın bir önünde oturuyoruz Saçla (saççım sağolsun her ay saç rengini değiştirirdi ondan bahsettiğimde aklıma ilk gelen bu) arkamızda bir kız, ikizlerden birinin yanında oturuyor. Kızı hiç sevmedim yaa sessiz, espiriye gülmek için var sanki, zaten gözleri de mavi! Benim saçla konuşuyorlar derste kızıyorum 'ya kızım konuşma şunla sevmedim onu' diye.. Arkadaş ortamı aynı ister istemez beraber vakit geçire geçire kendini sevdirdi bana, hatta o kadar ki Saçla aramıza girdi sonra ben onunla konuşmaz oldum hep Eftelya beraberim. Ben de az değilmişim. Sürekli beraberiz, babası bizi okul cıkışında almaya geliyor Akmerkez S Cafe en sevdiğimiz yer, gidip limonata içelim diye ölüyoruz. Bir de bu salak Eftelya'nın en meşhur sözü 'aman ona o kadar para vereceğime gider ZARA'dan bluz alırım' aldıklarını da bir görün yani.. Neyse o da onun tarzı ne yapıyım :(( Akatlar'da oturduğu zamanlar aşk acısından ölüyoruz vidyo çekiyoruz arkadan İzel - Ah Yandım, ağlak şarkıyı her duyduğumda bir gülme geliyor.. Bu arada Eftelya oldukça saf. Ne dersen inanır. Geçen ay bir arkadaşımızı camdan ittim düştü ayağı kırıldı hastanedeyiz dedim gelmeye hazırlanıyordu yani sen benim sözüme neden inanırsın, hala mı tanıyamadın. Gitti inek üniversiteyi hemen kazandı, hazırlığı da atladı okulu benden önce bitirdi. Psikoloji ben seçmem senin gibi değilim ağlarım dedim dedim sonra ben de psikoloji okudum gelin görün bir gün beraber ne konferansa gitmişliğimiz ne eğitim almışlığımız var. Aynı yerde staj yaptık, ben çıktım o girdi. Böyle kadersiz, şansızız aynı zamanda.
Hayatta en kötü şeyler benim başıma geliyor diye düşünüyorsan daha Eftelya'yla tanışmadın demektir. Bu kız nasıl yaşıyor inanın bilmiyorum. Sevgilisinin telefonu masadan düşüp kırılmadığımı kalıyor, psikopat çıkan sevgilisimi, yanlış gelen numaraların saçmalamaları, kötünün kötüsü arkadaş seçimi her şey bu kızda!
En sonuncu doğum günüme geleceği gün staj görüşmesine gitmiş kırk yılın başı topuklu ayakkabı giymiş senin neyine Allah aşkına? Başıma ne geldi tahmin et diye fotoğrafı gönderdi, ben bozulmadım değil başkası olsa hayatta inanmam ama ben bu kızı biliyorum. Tabii gelmedi yemeğe yani canım sen kaybettin biz tüm gece eğlence!! Ben bozulmadım değil ama ne yapabilirim. Diğer güne mesaj arama bekliyorum hiçbir şey yok.. Bir kaç gün sonra başka bir arkadaşıyla buluştuğunu gördüm reessmen kan beynime sıçradı, diğer ayağını ben kırmak istedim. Atarlı atarlı messajlaştık sonrasında sessizlik, beni öyle iyi tanıyor ki hiç gelmedi üstüme.. Dün mesaj attı buluşalım uygun zamanda doğum günü yemeği yiyelim diye. Nasıl kıyarım şimdi ama nasııl!!!
Biz Eftelya'yla çok sık görüşemiyoruz (yüksek lisansa başlayınca iyice ulaşamaz olduk birbirimize) ama her görüşmede ben 2005'e dönüyorum. O hep en salak, en tatlı haliyle zaten beni yine bu halleriyle kandırmıştı. Bu kıza küs kalmak imkansız! Beraber büyüdüğün insanlara hemen küsemiyorsun. Arkadaşlıkları oluşturmak zor bunu devam ettirmek en güzeli.
Hayatımda her anımda yanımda olduğun (olamadıkça telafilere açığım) için teşekkürler.
Sana kızsam da, sen benim en güzel vazgeçilmezimsin :)

12 Kasım 2013 Salı

İnsan Olmak

Bir düşünceye aşık olmak.. Ama en önemlisi at gözlüğü ile etrafa bakmamak, körü körüne bağlanmamak... Neyi savunuyorsan aksi düşüncesini de araştır, dinle, öğren. Öğrenmekten korkma! Salt düşüncelerle ilerleyemezsin.
Düşünceni, inandığın her neyse savunmaz mısın? Elbette  savunursun ama içi bomboş olur. Zorlandığın zaman 'o da böyle diyor' dememelisin, bırak kendi düşüncen olsun. Açık ol yeniliğe. Her şey değişir, zaman değiştirir. Sen bir akarsuda ikinci kez yıkanabilir misin? O su aynı su mu olur yoksa sen aynı sen mi?
İnandığın düşünceleri zamanla yenileyebilirsin evet zor ama imkansız değil. Tanı, araştır, kitap oku. Yenilikten korkma!
Kendine tek bir günah keçisi seçmek ne getirir sana? Yapamadığında, sen ters düştüğünde 'bu onun oyunu' dediğinde bu gerçeğe sen de mi inanırsın? Bu daha çok yenilgiyi kabul etmek değil midir?
Her şeyden önce konuşmayı, uslubu öğren. Seninle konuşmak kavgaya dönüşmesin, insan seni dinlemekten zevk alsın. Emir verici değil, öğretici ol. Herkesin doğrusu başka, herkes aynı düşüncede olamaz değil mi? Karşındakinin de düşünceleri var, onun doğrusu da kendine..
Sabırlı ol mesela, yeri geldiğinde susmak çok önemlidir. Boğaz bile yedi boğumdan oluşurken her düşündüğünü pat diye söylemek pekte hoş değil sanki..
Akılını kullan, araştır, oku!
Bir samandan farkın olsun.

11 Kasım 2013 Pazartesi

Sadece Arkadaşız

11.11.11 bu tarih ne konuşulmuştu.. O güne özel benim de bir tane anım var. O zamanlar üniversitedeyim, konferans salonunda yanımda Mersin'li oturuyor. O zamanlar flörtleştiğim çocuk mesaj attı. O ara bir çok kişiyle konuştuğum bir zaman ama bu çocuk hepsi içinde bir farklı, imkansız çünkü en zoru. Hiç kimsenin hala bilmediği birisi benim için. Baksanız göremezseniz ama içten içe bir şey var aramızda, küçük bir sır var. Ben ve o dışında kimsenin bilmediği. Onu güzelleştiren de bu oldu.
Mesajda bugüne özel bir şey yapalım dedi, okuldayım dedim. Tamam çık dersten şurada buluşalım dedi. Mersin'liye çıkıyorum dedim tek hatırladığım bu. Okuldan uçarak çıktım. Sonra buluştuk öyle vakit geçirdiğimiz son gündü. Bu olmayacak bir şeydi, belki de hiçbir şeydi sadece bir duygu yoğunluydu.
Sonra hayatlarımıza başkaları girdi ama biz hep beraberdik. Olur da göz göze gelirsek ikimizde o günlere geri dönüyoruz, bunu biliyorum.
O benim gizli aşkımdı, kendime bile itiraf etmekten korktuğum.

Ev Arkadaşlığından, Sevgililiğe

Biriyle ev arkadaşı olmak çok zor. Birisini olduğu gibi kabullenmek çok zor. Tamamen yabancı birisi, yemek yemesi farklı, masa düzeni farklı, gülüşü farklı, tepkileri bambaşka, temizlik bakışı en farklısı.. Ama onu tanımak istedikçe tüm bu farklılıklar çekici gelmeye başlıyor. Hoşuna gidiyor.. Çünkü onunla aynı evi paylaşıyorsun. En başlarda her şey güzel ama zaman geçtikçe renkler değişiyor. Yatağı toplamaması sinirini bozuyor. Onun yaptığı küçük hesapları görüyorsun. Sonra belki sana sormadan eşyalarını kullanması, yaptığı en küçük bir şeyi göklere çıkarması. Mesela tavuk sote yapıp kendini master chef ilan etmek gibi, aslında tüm tavukları ve sebzeleri julyen kesen sensin o pişiriyor! Eve yaptığın alışverişten bile kavga eder oluyorsun sonra.. Ben çikolatalı seviyorum neden meyveli alıyorsun sözünü çok duyar oluyorsun. Temizlik zamanı gelince o üstün körü yapıyor, sen bir gün geciktirsen tüm hafta iğneleyici konuşuyor ve ekliyor 'zaten üstün körü yapıyorsun'... Dışarı çıkma durumları var birde. Neden benimle çıkmadın veya bana yorgunum diyip neden arkadaşlarınla buluştun? Başka bir konu o diyete başlıyor yediğin yemek göze batıyor! Eve arkadaş getirme zamanları var. Mesela sen sürekli onun erkek arkadaşıyla aynı evi paylaşmak istemiyorsun (1 aydan uzun kalınca!!) Sürekli salonda gıdış gıdış oturan bir çift görmek istemiyor olabilirsin!
Sen sustukça o abartıyor.. Sevmediğin arkadaşları eve getirmeye kadar devam ediyor. Bu durumda sadece ikiniz oturup konuşuyorsunuz iyice çirkinleşiyor. Sonra insanlara senin arkanda atıp tuttuğunu duyuyorsun.
Ve evler ayrılıyor..
Ne kadar yakın arkadaş olursan ol, ev arkadaşı olmak bambaşka. Bir yerden sonra sevgilin oluyor. Onsuz yemek yeme, dışarı çıkma, sinemaya beraber git.. Bir yerde durmak gerekiyor. Sınırlar çizilmeli.
Ama her şeyden önemlisi o evi yetişkin insan gibi ayırmak, çirkinleşmeden, küçülmeden..

Office Girl Soruyor!

Merhaba

geçen sana yazmıştım ofisteki ümitsiz aşkımı
şimdi geçen hafta şirket tatiline gittik, hep beraberdik,iyice samimi olduk.
Ama şimdi tıpkı eskisi gibi yine hep çok mesafeliyiz.Acaba benden hoşlanmadı mı beriloloji ya :(



Not: Bu mailin yayınlanması istenildiği için yayınlanmıştır. Mail yayınlanması isteğe bağlıdır.


Merhaba Office Girl,

Evet hatırlıyorum 'adamla 10 saat beraberiz konuşmuyoruz' diye başlıyordu... Seninkinin şirkette mesafeli davranması çok normal, samimiyet diğer insanlara laf olsun istemiyor olabilir. (Ofiste dedikodu çok olur ve çabucak yayılır, bunu sen de iyi bilirsin) Bu yüzden eskisi gibi olmanız normal. Bence hafta sonu programı yapmanın tam sırası, beraber tatilde zaman geçirdiyseniz nelerden hoşlandığını neler yaptığını öğrenmişsindir. Bir şeyler organize etmeye bak! Yeniden beraber vakit geçirin,
Gelişmeleri bekliyorum!
İyi Çalışmalar.

7 Kasım 2013 Perşembe

Beriloloji Akrep Burcunu Yorumluyor

Birazcık burçlara el atmak istiyorum. Kendim de bir akrep olduğum için önceliği akrebe verdim.

Merhaba Akrep! Bebeğim çok üzgünüm ama bu Bihter halleri seni çok üzüyor. Olan bir şey de yok! Kendini yıpratıyorsun şekerim.. Ya dolu dizgin aşık oluyorsun, ya da karşındakilerin vay haline.. Aşık olduğunda dünya gözünü kör ediyor. Adamın etrafında deli divane, onun için yapamayacağın bir şey yok! Bence İsviçreli bilim adamları araştırma yaparsa dağları delen Ferhat akrep burcu olabilir.. Kendini bile onun için değiştirebilirsin, onun kalıbına uymak senin için pek zor olmuyor. Dünyayı onun gözlerinden görüyorsun. Çılgınlık, aşk sende ama dikkat etmelisin, sonunda üzülüp ayrılığını beriloloji'de paylaşmanı istemem. Sonuç olarak 'SEN BİHTER ZİYAGİLSİN, BUNU AŞACAK GÜCÜN VAR!'
Ya da bir boz ayı kalbini kırmış oluyor, arkasından ağlıyorsun,içiyorsun,sarhoş oluyorsun, başkalarıyla beraber olup onu arıyorsun o dönmüyor, aramıyor.. Sonra sen hissizleşmeye başlıyorsun. Çünkü o hayatına devam ederken sen adeta Şarkıcı Sıla acıları çekiyorsun. Kendine gelip yaşıyorum diyorsun orada akrep kadını başlıyor! Gizli ilişkiler, sadece arkadaşız takılmacaları, hırsların aslında hep bir öç alma durumu..
Aşk yoğunluğu olarak (bu kendi gözlememim) Akrep burcunu en şanslı burç seçiyorum. Bakışlardan, kendi yarattığını o havadan olsa gerek aşk konusunda çok bahtsız olan bir akreple henüz karşılaşmadım.
Tatlım söyleyeceklerim bu kadar.
Eklemek istediğiniz ya da danışmak istediğiniz bir şey varsa; beriloloji@gmail.com adresime maillerinizi bekliyorum!
Öptüm



Not: Bana ilham veren Aşksız Prens Yİ, teşekkürler


5 Kasım 2013 Salı

Remember, remember the 5th of November!

Saat 23:59 'da salonun ışığı söndü annem pastasıyla içeriye girdi. Teyzem, kardeşim 'iyii kii doğduun berrriiil' diyor.. O sırada Gül Lokum'u aradı 'KAPIYI AÇÇ' Limonla gelmişler ellerinde balonları, tabikii gelmelerini bekliyordum. Bu artık bir gelenek. Geçen sene Acıbadem'e taşındığım için köprü azizliğine uğradılar 15 dakika geç gelmişlerdi. Bu yıl temkinliler gelip aşağıda beklemişler. Ayy bu kızları yerim!!! Apartmanda bağıra bağıra şarkı söylüyorlar. Gelin gelin çay var dedik, heep beraber oturduk gülüdük, eğlendik. Gelen aramalara cevap vermekten (onların yanına geri döndüğümde her konuştuğumu anlattığım için) ve mesajları cevaplamaktan pek vakit geçirememiş olabilirim ama olsun yine de beraberdik.
Bazı telefon konuşmalarında duygulanıp ağladım, bazılarında kahkahalarla güldüm, özlediğimi hissettim,bazılarında iyi ki ayrılmışım dedim ama hepinize çok teşekkür ederim.. Hatırlayan ve kutlayan herkes beni çok mutlu etti. Ofiste de bir bayram havası var, çünkü 1 hafta içine 4 kutlama var hepsini bugün kutluyoruz!
Bazı insanlar yanında olmaz belki de olamaz ama bir telefon konuşması, bir mesajla aslında hep yanında olduğunu hissedersin. Ben bunu dün gece ve bugün bunu bir çok kez hissetim, iyi ki varsınız.
Özellikle canım annecim; beni iki kez doğurduğun, bunca yıl hep beni koşulsuz sevdiğin, beni sevgiyle büyüttüğün, her düştüğümde kaldırdığın, tüm kaprislerime inatlarıma katlandığın için en çok sana teşekkür ederim.

Not: Arkadaşınız doğum günü yapıyorsa sebep bulmayın, bu zamanın yarını var. Belki ben de hasta olabilirim, belki düğünüm olur. Unutmayın, ben bir Akrep'im!

Bu yeni yaşımda ailemle, sevdiklerimle beraber, mutlu ve her şeyden önemlisi sağlıklıyım. Aşk'ta olduğunda her şey tamam olacak :)

ve son olarak;

Remember, remember the 5th of november!



4 Kasım 2013 Pazartesi

Aman Ne Harika, Asıl Bu Harika!

Yine telefonum çalıyor kuzenimin bir arkadaşı arıyor. 'Beril sana haaarika bir çocuk buldum, benim kardeşimin arkadaşı şurda burda hep beraber buluşuyoruz' ama yok dememe kalmadan telefon yüzüme kapandı. Ne olduğunu bile anlamadım, bu kız böyle söylediğine göre iyidir heralde dedim o gün geldi buluştuk. Çocuk gerçekten tatlı bir şey ama garip bir şekilde daha ilk buluşmadan evliliği konuşuyoruz! Dur bir kardeşim oldu olacak görüşmeye tek taşınla gelseydin. Benim asistanlığımda şurda oluruz, evlenince böyle olur, kız çocuğu şöyle iyi anlam da veremiyorum. Tek diye bildiğim 'biraz yavaş yavaş ilerlesek daha iyi olacak' olmuştu. Uyanır uyanmaz mesaj atıyor 'Günaydın KUŞUM, bugün ne yapacaksın? Buluşalım mı?' ayyy kuşum ne yaa!! Kuşum nee? Sabah yeni uyanmışım ne biliyim ne yapacağımı. Çocuğa ağdaya gidiyorum desem tamam minik kuş ben de geliyim seni kapıda beklerim der öyle bir tip! Onunla buluşmadıkça delice bir hırs yaptı neyse sonrasında açıldı aramız. Bir süre sonra yeniden görüşmeye başladık ama bu kez temkinli. Heralde bir yerlerden öğütler almış öyle davranıyor. Bir de çocuğun sürekli Ankara'daki eski sevgilisinin ona yaptığı zülmleri dinliyorum. Sen öyle olma diyor aklınca.. Sonra bir sabah kapı çalıyor bu çikolatalı meyvelerden göndermiş neyse teşekkür ettim falan o zamanlar da nasıl aşk acısı yaşıyorum anlatamam yine görüşmek istemediğim bir dönem, yine görüşmedik. Bizimki de bastı gitti arkadaşının yazlığına. İstanbul'un bir ucundan diğer ucuna gece saat 23.00 olmuş ses yok, hava hafif yağmurlu öldü mü kaldı mı merak ediyor insan. Mesaj attım cevap yok, sonra yarım yamalak bir konuşma iyi geceler dedim uyudum. Gece 03:00 evine gitmiş 'Beril ben çok kötüyüm, yaşayamıyorum, bana bir şey olursa kendine iyi bak' sabah bir uyandım bu tarz bir mesaj eyvah dedim intihar etti çocuk. O an aklımdan senaryolar geçiyor acaba nasıl intihar etti diye düşünüyorum aradım bir telaş 'güüünaydıın minik  kuuş ben de yüzdüm biraz ne yapıcaksın bugün buluşuyor muyuz?' tabiii ben şok!! Neyse kapattık telefonu ona sakince bir uzmana danışması gerektiğini anlatıyorum, seninle konuşuyorum diyor. En sonunda bu ilişkinin olamayacağını söyledim ne beni şımarttığı kaldı ne de benim ona tavrımı.. Şımarttığı da bir tek gönderdiği o çikolatalı şey ben çikolata bile sevmem! Suçlayıp duruyor beni en sonunda 'Limon ve Gül Lokum'u da böyle düşünüyor' dedim çocuk yapıştırdı cevabı 'AMAN NE HARİKA, ASIL BU HARİKA BY BY' cevap bile atmadan konuşmamızı sildim. 
Hiç bir sosyal medyada yer almayan çocuk bu olayların ardından hepsinin yaptığı gibi her yere üye oldu, arkadaşlık gönderdi. Düşman değilim ya kabul ettim. Bayram kutlaması, hastaymışsın geçmiş olsun mesajları sürekli facebookta mesaj atıyor. Meğer mesaj atmasın diye numaramı silmiş.. Sorry doktor civanım, beni hasta edip hayat enerjimi tekrar emmene izin veremem. 

31 Ekim 2013 Perşembe

Bir Elamet Geldi Vuuu

Beşiktaş'ta bizim mekana giderken beni görmüş, arkadaşına göstermiş. Tesadüf arkadaşı benim de arkadaşım. Tanışmamız böyle oldu.. Bir tatlılıklar, beraber vakit geçirmeler ama bir gariplik vardı. Çok aceleciydi. Hemen sevgili olalım, hep beraber olalım bu biraz garip gelmişti. Ne oluyor yangından mal mı kaçırıyoruz yani! Neyse dedim olsun bakalım ne olacak, bir haftanın sonunda cuma günü buluşacağız telefonlar açılmıyor. Meşgule vermeceler.. Aradı sonra beni 'annem hastaymış yanına gidiyorum.. Aklım karışık keşke başka zamanda tanışsaydık' BİZ NE ZAMAN SEVGİLİ OLDUKTA AYRILIYORUZ?!! Hiç üstelemedim tamam dedim kapattım. İlk zamanlar olayın şokunu yaşadım tabii. Nasıl olur ya o deli divane çocuk böyle değişir diye düşün düşün sonra ışık yandı. Kessin eski sevgilisine döndü bu dedim, çok geçmeden de öyle olduğunu öğrendim.  Aradan zaman geçti, aklıma bile gelmiyor ismi bir gece pıt mesaj 'nasılsın beril' ölmedik heralde eski sevgilinle barıştın diye boz ayı! Böyle dediğime bakmayın baya baya sevgili olduk sonra ama nasıl tatlı, yaşlandık dedim diye lunapark süprizleri, çıkışlarımda beklemeler, tatlı piknik programları... Arkadaşlarımla da arası iyi hatta Limon bu çocuk çok düzgün kızım boşver ilk olanları unut diyor, Gül Lokumuyla Burhan Altıntop esprileri havalarda.. Derken o telefonlar açılmamaya başladı 4-5 saat ulaşamıyorum sürekli arayan soran çocuk, spordaydım, uyudum bahaneler de bunlar! Sorunlu kız triplerine girmiyorum tamam olabilir diyorum. Ama artık cumartesi akşamı da saat 22.30 dan sonra da ulaşamayınca 22 cevapsız arama ve sitemli mesajlarla tepkimi koydum. Sonrasında kavgalar,gerginlik.. Uzatmak istemiyorum tamam kapansın konu yoook açıyor da açıyor sen aradın, sen mesaj attın yine uyuduğunu iddaa ediyor.. İpleri geriyor geriyor.. Sonra üstüne gelmemek için az mesaj atıyorum ama konuştuğumuzda yine tatlıyım bunu da trip olarak algılamış! Bu olayın üstüne çok geçmeden ayrıldık. Bana bir şey hissedemiyormuş, mutlu değilmiş,gerginmiş falan filan.. Sen bekarlığı,çapkınlığı özledim demiyorsun da yine bahaneler bu kez ben uyudum canısı!! Ama yine bir şok yaşatmadı değil, beklenen ama beklenmeyen bir ayrılık oldu benim için.
Eski sevgilisi manyak etmiş çocuğu o kızı da Allah'a havale ediyorum. Başkalarının yanlışlıklarını biz yaşamak zorunda kalıyoruz. Şimdi ne yapıyor, kimle bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Bir kez daha dönsün hiç istemiyorum! O sporuna,uykusuna devam edebilir ben böyle çok iyiyim..
Anlayışlı olmanın kötü bir şey olduğunu düşündüm ayrıldıktan sonra ama anladım doğru kişiye bunu yasıtmakmış önemli olan. Benim boz ayı anlamadı mesela.. 
Eski ilişkisinin bocalamasını hala yaşayanlardan uzak dur! Bekarlık turları nasıl cinim? Süper süper aynen devam..
Birbirimize özleme fırsatı vermeliyiz, Çok muhabbet tez ayrılık getirir. (Atalarımız bilmişte söylemiş!)
Bir şey bir kez olmuyorsa, ikinci kez de olmaz. Annem hep derdi; Denen şey bir daha denenmez!
Tüm bunlar bir yana bir dizi var, eğer o yeniden başlamasaydı belki de ayrılmazdık. O dizi de bir uğursuzluk var! Sezon finalinden sonra mutlu mesuttuk, başladı bizimki de değişti. Finalini heyecanla bekliyorum!!


28 Ekim 2013 Pazartesi

Sarhoş olana kadar seni seviyor ama sarhoş olduktan sonra beni özlüyor!

Ayrıldınız ama içtikçe o mu aklına geliyor? Arkadaşlarla beraberken 'ayyy unuttum yaa n'olcak yani, bitti benim için, ne üzülücem, oh yeni aşklara yelken açtım' diye havalı havalı konuşurken, alkolden sonra o telefona elin gidiyor saçma sapan mesajlar atıyor daha da kötüsü gecenin bir vakti onu arıyorsan, gel kardeşim geel gel sen de bizdensin.
Sabah uyandığında bunu fark edip ne konuştuğunu hatırlamıyorsan bile sakın kendine geldiğinde 'ne konuştuk biz dün yaa' ya da 'canım ben seni arayıp şarkı dinletmedim telefonum kendi kendine aramış, dokunmatiği hala çözemedim' içerikli bir mesaj atma! Daha çok gerilemeye gerek yok. Zaten seni merak ederse mesaj atar. Yok illa arayacağım ölüyorum aşkımdan diyorsan #31#'yi unutma!
Bu bizim aramalarımızdı, bir de bize gelen aramalar var. Bırak arasın sakın açma o telefonu. Açtığında değişen bir şey olmayacak. Tamam kabul, belki alkolle bilinçaltı dışa vurum yaşıyor ama bunu kullanmasına izin verme. Sonra yine sen üzüleceksin ne gerek var? Çok istiyorsa geçsin karşına söylesin. Kendine geldiğinde 'sarhoştum, hatırlamıyorum' diye karşı çıkabilir daha kötüsü hiçbir şey yapmayıp hayatına devam edebilir. Umutlanmaya gerek yok..
Bir grubumuz daha var o en beteri. Eski sevgili kişisi yeni manita yapmıştır ama içer içer seni arar! O zaman kafasını yerlere sürtüp ateşler çıkartsan hakkındır. Unutamadıysan neden ayrıldık? Yanındakinin ne işi var, git onu ara! Yoook böyle arada bir hatırlatmaya bayılır bu kişiler kendilerini. Akıl bulandırmaya, ego tatminine, haksızlığa izin vermiyoruz!
Biliyorum hepimizin bu konuda yaşadıkları oldu. Hadi onları bizimle paylaş! Maillerinizi bekliyorum!

25 Ekim 2013 Cuma

Benim Güzel Hatalarım Var

Sonunu bilerek yola çıkmak çok garip bir şey.
İlişkim boyunca 'hayır, ben ona bağlanmıyorum', 'ne kadar üzülebilirim ki' diye ortalarda dolaştım. Kendi kendimi kandırıyorum, farkında değilim. Uzunca bir dönem beraberdik. Sanırım hayatım boyunca en çok sevildiğimi hissettiğim zamandı. Belki de bu yüzden tüm olumsuzlukları, zorlukları görmemezlikten geldim. Bir veya iki kez kavga ettik. Çünkü ben sinirliyken o alttan alırdı, ben zaten sinirlendirmezdim. Gidelim derdim, giderdik. Bir şeyi iki kez bile istemedim. Onunla saçmaladım, güldüm, ağladım ama bitecekti. Önce onunla gitmeyi göze aldım. Bambaşka bir hayat, başka alışkanlıklar, belki kısıtlamalar.. Tamam dedim, annem de yapmış, ayrılmış İstanbul'dan başka bir yere gitmiş. İyi ama annemle babam ayrı dedim. Olsun, ben öyle olmayacağım. Sonra o kalın çizgiyi görmememiz geç olmadı. Bana göre normal olan ona göre olmaması gereken bir çok şey. Bu fikirden vazgeçerek o 'gidene' kadar onunla kalan zamanımızı dolu dolu geçirmeye karar verdim. Bu öleceğin günü bilerek yaşamak gibiydi.. Bir tarih var ve o gidecek. Ayrılmayı denedim ama olmuyor o burada elbet göreceğim nasıl uzak kalabilirim? Bir yandan da anı biriktirmek istemiyorum. Çıkış yolunu 'gideceğini kabul ettim ama şimdi düşünmek istemiyorum' diyerek buldum.
Beraberken bu konu hiç açılmadı aramızda hatta havalimanında o gün geldiğinde de.. Gözlerim doldu bir iki damla yaş düştü gözümden ama o kadar. Çünkü o böyle istedi. O vedalaşmak istemedi. Çok normal bir şeymiş gibi gitti. Oysa durumu kabullenmek için vedalaşmak şarttır. Küçük bir çocuktan ölen birisini saklamak ne kadar kötüyse onunda bunu normale indirgemesi o kadar kötüydü. Anlayamamıştım.. Şimdi o gitti ama nasıl olacak, ne yani uçağa bindiği an ayrıldık mı? Soruları cevapsız bıraktı gitti.
Eve döndüğümde bir anda ağlamaya başladım. Konuşmadan sadece ağlıyorum. Artık yok camın önünde el sallamam için beni beklemiyor, sporda beni unutmuyor, benim için online olmuyor, beni mutlu etmek için uğraşmıyor, okulda köşe kapmaca oynayacağım o yok, istediğim zaman onu görmek değil sesini duyamayacağım. Tüm bunları düşündüm saatlerce ağladım. Sakinleşip kendime geldiğim de annemin tek bir sorusu her şeyi yeniden başlattı 'Gitti mi?'
Çok geçmeden o mesajı attı 'Biz artık ayrıldık, biliyorsun değil mi?' içimden biliyorum ayı demek geçse de prensesliğimi bozmayıp 'biliyorum' dedim.
Zaman geçiyor ve konuşmalarımız azalıyor, konuşmadığımız günler oluyor. Yine de İstanbul'a geldiğinde haber vereceğine söz verdiği için bekliyordum.
Yine bir arkadaşımda kaldığım gece (Gül Lokumu) sabahında okula gideceğiz. Ben yine mızmızlık yapıp sabah kalkmadım. 5 dakika sonra Gül Lokum'u beni yine uyandırdı.'Beril uyan, okuldaymış' diye. Meğer bizim Limon görmüş. Habersizce gelmiş, kendine göre haklı nedenleri olsa da nasıl haber vermez?
Beni beni beni beni Beril'ini? İşte O da kurşunu orada sıktı kalbime sonrasında görüşsekte, sanırım o zaman bitti benim için.
Şunu öğrendim ki sonu belliyse kaçarak uzaklaş, bana sorsanız yine dönseydin uzaklaşır mıydın, uzaklaşmazdım. Çünkü Beril olduğum için bir hatayı bir kez yapmak yeterli olmuyor.

24 Ekim 2013 Perşembe

Kızların Dostu, Erkeklerinin Danışabileceği Beril Artık Buradaa!!!!!

Üniversiteden bir arkadaşım var, ismine Limon diyelim. Limon olmasaydı bu blogu oluşturmak aklıma gelmezdi. Aslında kendisi de çok komik bir kız ama neden kendisi yapmıyor hala bilebilmiş değilim. Yoğun aşk hayatım sonrasında kendi alanımda uzmanlaşmak istedim ve tüm yaşadıklarımı sizinle burada paylaşmak istedim. İlişki konusunda oldukça tecrübeli olup, her düşündüğüm gerçek olmuş olsa da her aşkın sonunda kendimi Limon'un evinde ağlayarak buluyorum. Gelin hep beraber çılgın aşk hayatıma karışalım!
Ama size daha güzel bir haberim var. Yılların tecrübesiyle karşınızdayım! Sevgilinle kavga mı ettin? O telefon neden açılmıyor? Seni annesiyle mi tanıştıracak? Evlenme vaadiyle kandırılıyor musun? Sor bakalım Beriloloji ne diyor?